1-Sarıçam (Pinus sylvestris)
2-Kayın (Fagus sp.)
3-Karaçam (Pinus nigra Arnold.)
4-Sedir (Cedrus libani A.Rich.)
5-Kızılçam (Pinus brutia Ten.)
6-Göknar (Abies sp.Mill.)
7-Ladin (Picea orientalis (L) Link.)
8-Fıstıkçamı (Pinus pinea L.)
9-Ardıç (Juniperus sp.L.)
10-Porsuk (Taxus baccata L.)
11-Servi (Cupressus sempervirens L.)
12-Meşe (Quercus sp. L.)
13-Gürgen (Carpinus sp. L.)
14-Kızılağaç (Alnus glutinosa Mill.)
15-Akçaağaç (Acer sp. L.)
16-Dişbudak (Fraxinus sp. L.)
17-Kestane (Castanea sativa Mill.)
18-Çınar (Platanus orientalis L.)
19-Huş (Betula sp. L.)
20-Ihlamur (Tilia sp. L.)
21-Sığla (Liquidambar orientalis Mill.)
22-Kavak (Populus sp.L.)
MASİF AĞAÇ MALZEMENİN İŞLENMESİNDE FİRE ORANLARI VE AZALTMA ÖNLEMLERİ Prof. Dr.Ahmet Kurtoğlu - Arş.Gör. Sait Dündar Sofuoğlu
Malzeme ekonomisi denilince hammaddenin kendi özelliklerine ve ürünün kullanım amacına uygun olarak ve tasarruflu bir şekilde işlenmesi ve kullanılabilmesi, hammadde özeliklerine uygunluktan ise mevcut malzemenin özelliklerinden geniş ölçüde ve doğru şekilde yararlanılabilmesi anlaşılmaktadır .Kullanım amacına uygunluk, hammaddenin özel kullanım isteklerine uygun olarak seçilme zorunluluğunu ifade etmektedir. Tasarruflu şekilde kullanımdan ise kullanılan malzeme tüketiminin azaltılması, ancak ürünün kullanım değerinin düşürülmemesi anlaşılmaktadır. Malzeme ekonomisi hususuna itina gösterilmesi ile oldukça büyük oranda malzeme tüketiminde tasarruf, ürünün fonksiyonel emniyetinde yükselme ve daha uzun süre kullanılabilme olanağı sağlanmaktadır. Orman ürünleri ve mobilya sanayinin çeşitli alt dallarında girdilerin içinde odun hammaddesinin payı : Kereste + Parke de; % 75, Ambalaj da % 83, Levha ürünlerinde, % 84, Mobilya da % 76 olarak belirlenmiş olup, bu yüksek bir girdi oranını oluşturmaktadır
İklim değişiklikleri, kuraklık, orman yangınları derken küresel ısınma günlük hayatımızın en önemli gündem maddesi olmayı sürdürüyor
Küresel ısınmayı engellemek için her gün yeni bir proje geliştiriliyor.Ve artık evler de çevre ile dost ekolojik mobilyalarla döşeniyor. Çünkü bu mobilyalar el işçiliği ile yapılıyor, toksit maddeler içermiyor, elektro manyetik dalgaların size ulaşmasını engelliyor, enerji tasarrufu sağlıyor… Ekolojik mobilyaları Türkiye’ye getiren Arta Design ortaklarından Yüksek Mimar Neşe Dörter, 1955 İstanbul doğumlu. İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, aynı üniversitede master yapmış. Konut ve turizm yapılarının iç dekorasyonu konusunda uzmanlaşmış. Eşi ve 26 yaşındaki kızı da tıpkı kendisi gibi mimarlıkla uğraşıyor. Tüm ailesinin aynı mesleği yapıyor olmasını avantaj kabul ediyor. Dörter, küresel ısınmaya karşı da “doğayla dost ev” konseptini sunan ünlü İtalyan firması “Cantori”nin koleksiyonunu Türkiye’ye taşıyor. Cantori, koleksiyonlarında geri dönüşümlü malzemeler kullanarak sürdürülebilir mobilyalar üretiyor. Böylece, hem küresel ısınmayla savaşıyor, hem de müşterilerine şıklığı en çarpıcı haliyle sunuyor. Ömrünü tamamlamış ağaçlar kullanılıyor Dörter, İtalya’nın Ancona şehri yakınlarında bulunan “Cantori”nin, ağaç, metal, doğal liflerden oluşan ürünlerinde ve tüm boyalarında toksik olmayan malzemeler kullandığına dikkat çekiyor. Firma, Yağmur Ormanları’nın yok olmasının önlenmesi amacıyla kurulmuş “FSC” adlı uluslararası kuruma üye. Bu kurum, tüm mobilya ihtiyaçlarının ekonomik ömrünü doldurmuş ormanlardan yapılması için mücadele veriyor. İsveç, ABD ve Polonya başta olmak üzere, ormanlarına önem veren ülkeler bu kuruluşa üye. Türkiye ise, tahmin edilebileceği gibi henüz bu kurumla bir anlaşma yapma yoluna gitmemiş. Mimar Dörter, ekolojik mobilyanın tanımını ise şöyle yapıyor: “Ekolojik mobilya, ister ağaç, ister üzerine konulan yapışkan, isterse de kaplama üzerine uygulanan cila olsun, hiçbir malzemesinde toksit madde içermez. İnsan sağlığına zarar vermez. Bunlara dikkat edilmezse mobilyalar, hava yoluyla insanların sağlıklarını olumsuz anlamda etkileyebilir.” Neşe Dörter, bu konunun öneminin uzun yıllardır fark edilmediğine dikkat çekiyor. Mobilyalarla dolu, kütüphane gibi bir odaya girildiğinde gözlerde hissedilen yanmanın tamamen o mobilyalardaki cilanın difüzyonu ile alakalı olduğunu vurguluyor.
